You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

İyilik Yapmanın Manevi ve Toplumsal Önemi

İyilik Yapmanın Manevi ve Toplumsal Önemi

Acemi
İyilik Yapmanın Manevi ve Toplumsal Önemi
İyilik, insanın doğasında var olan en değerli duygulardan biridir. Tarihin her döneminde farklı dinler, kültürler ve medeniyetler, iyiliği hayatın merkezine koymuştur. İslam ise iyiliği sadece bireysel bir erdem olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olarak da görür. Kur’an-ı Kerim’de defalarca iyilikten bahsedilir ve müminlere iyilikte yarışmaları emredilir. Bu da bize gösteriyor ki iyilik yapmak, sadece gönül rahatlatmak değil, Allah katında da değerli bir ibadettir.
İyiliğin Kalpteki Yeri
İnsanın iç dünyasında iyilik yapma isteği, yaratılışın bir parçasıdır. Birine yardım ettiğimizde içimizde tarif edilemez bir huzur oluşur. Bu huzur, aslında insanın fıtratına uygun hareket etmesinden kaynaklanır. Çünkü kalp, kötülükten sıkılır; iyilikten ise genişler. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “İyilik güzel ahlaktır, günah ise kalbine sıkıntı veren şeydir” buyurmuştur. Bu hadis, iyilik ile kötülüğün aslında insan vicdanında nasıl yankı bulduğunu açıkça göstermektedir.
[Resim: rosary-460415_1280.jpg]
Kur’an’da İyilik Vurgusu
Kur’an’da iyilik kavramı çok geniş bir şekilde ele alınır. Sadece mal vermek ya da ihtiyaç gidermek değil; güzel söz söylemek, selam vermek, başkasına tebessüm etmek bile bir iyiliktir. “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olanla sav” (Fussilet, 34) ayeti, bize iyiliğin sadece aktif bir davranış olmadığını, aynı zamanda kötülüğe verilecek en güçlü cevap olduğunu öğretir. Yani bir insan sana kötülük etse bile, sen onu iyilikle karşılıyorsan aslında hem kendi nefsini terbiye etmiş oluyorsun hem de karşı tarafın kalbini yumuşatma ihtimalini artırıyorsun.
Toplumsal Boyutu
İyiliğin en önemli yönlerinden biri de toplumsal hayatı düzenleyici etkisidir. İnsanlar birbirine yardım etmese, bencilce yaşasa, toplumda güven ve huzur kalmazdı. Zengin fakiri görmezden gelse, güçlü zayıfa el uzatmasa, toplumun yapısı bozulur. İslam bu noktada iyiliği bir ahlak kuralı olmaktan çıkarıp sosyal bir düzen haline getirmiştir. Zekat, sadaka, infak gibi ibadetler aslında iyilik yapmayı kurumsallaştıran sistemlerdir. Böylece iyilik, bireysel tercih değil, toplumsal bir sorumluluk haline gelir.
İyiliğin Karşılıksızlığı
Gerçek iyilik, karşılık beklemeden yapılandır. İslam’da “sağ elin verdiğini sol el bilmesin” anlayışı bu gerçeği ifade eder. Yani yapılan iyilik gizli olmalı, gösterişten uzak tutulmalıdır. Çünkü gösteriş için yapılan yardım, Allah katında değerini kaybeder. Aynı zamanda karşılık beklenen iyilik de tam anlamıyla iyilik değildir. Birine yardım ederken “yarın bana da faydası olur” düşüncesi varsa, bu işin samimiyetine gölge düşer. Oysa gerçek iyilik, sadece Allah rızası için yapılandır.
İyiliğin Bireye Dönüşü
İyilik yapan insan aslında ilk olarak kendisine iyilik yapar. Çünkü yardım ettiği kişi mutlu olduğunda, onun kalbinde oluşan huzur iyilik yapan insana da yansır. Bu yüzden iyilik hem ruhsal hem de bedensel anlamda insana sağlık kazandırır. Modern psikolojide de yapılan çalışmalar, iyilik yapan insanların daha az stres yaşadığını, daha mutlu ve huzurlu olduğunu göstermektedir. Bu durum aslında İslam’ın asırlardır vurguladığı bir hakikatin bilimsel ispatıdır.
İyiliğin Küçüğü Büyüğü Olmaz
Çoğu insan iyilik deyince büyük şeyler düşünür: yoksulları doyurmak, büyük bağışlar yapmak, köprüler inşa etmek gibi… Oysa İslam’da küçük iyiliklerin de büyük karşılığı vardır. Birine tebessüm etmek, selam vermek, yolunu kolaylaştırmak da birer iyiliktir. Peygamber Efendimiz, “Müminin kardeşine tebessümü sadakadır” buyurarak bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur. Demek ki her insan, imkânı ölçüsünde iyilik yapabilir. Hiç kimse “Benim imkânım yok, iyilik yapamıyorum” bahanesine sığınamaz.
İyiliğin Yayılma Etkisi
İyiliğin bir güzelliği de bulaşıcı olmasıdır. Bir insan iyilik yaptığında, karşı taraf da iyiliğe yönelir. Bu bir zincirleme etki oluşturur. Kötülükler nasıl yayılabiliyorsa, iyilikler de yayılabilir. Hatta iyiliğin bulaşıcılığı daha güçlüdür, çünkü kalpler iyiliğe açtır. Bu yüzden toplumda bir kişi bile iyilikle öne çıksa, çevresindekilere de örnek olur ve iyilik çoğalır.


İyilik yapmak, insanın hem Rabbine olan kulluğunu güçlendirir hem de toplumsal bağları kuvvetlendirir. İslam, iyiliği sadece bir tavsiye değil, hayatın merkezinde bir vazife olarak görmüştür. İyilik yapan insan aslında dünyasını da ahiretini de imar eder. Çünkü iyilik, Allah’ın rızasını kazandıran, insanların sevgisini çoğaltan, toplumda güveni artıran bir köprüdür.
Her insanın yapabileceği iyilik vardır. Büyük ya da küçük fark etmez. Önemli olan samimiyet ve karşılık beklememektir. Unutulmamalıdır ki, Allah katında en değerli amel, belki de bizim küçücük gördüğümüz bir iyilik olabilir.

İyilik Yapmanın Manevi ve Toplumsal Önemi
Bilgi

CTRL + SHIFT + R ile önbelleği temizleyerek sayfayı yenileyebilirsiniz.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Dini Forum | Türkiye'nin Dini Dayanışma Ve Yardımlaşma Platformu sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.

Sponsor
Sponsor
Sponsor
© 2020 Dini Forum | Türkiye'nin Dini Dayanışma Ve Yardımlaşma Platformu. Tüm hakları saklıdır.