You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Gönderen: hafizyazar
Hepimiz biliyoruz ki din, sadece camide ya da kitaplarda kalması gereken bir şey değil. Aslında hayatın her anında bizimle beraber olmalı. Ama modern hayatın telaşı, iş güç, okul, trafik derken bazen “ibadet ve inancı günlük hayatıma nasıl yansıtabilirim?” diye düşünüyoruz.
İşte sana birkaç küçük, ama etkili tavsiye:
? Küçük adımlarla başla
Her şeyi bir anda değiştirmeye çalışma. Sabah kalkınca kısa bir dua etmek, yemeklerden önce “Bismillah” demek bile gününe bereket katar.
? Sabır pratiği yap
Trafikte sıkıştığında ya da birine kızdığında hemen sinirlenmek yerine “Ya Sabır” demek hem ruhunu sakinleştirir hem de sabır alışkanlığını güçlendirir.
? İyilik bulaşıcıdır
Komşuna bir tabak yemek götürmek, iş arkadaşına güler yüz göstermek ya da sokaktaki bir kediyi doyurmak... Bunlar küçük ama Allah katında büyük karşılığı olan işlerdir.
? İbadeti günlük rutine dönüştür
Namaz vakitlerini bir “mola” gibi düşün. Günün telaşında nefes alıp Rabbine yöneldiğin özel anlar… Bu bilinç, hem kalbine huzur verir hem de işlerini daha düzenli yapmanı sağlar.
? Şükretmeyi unutma
Bazen hayatın koşturmasında elimizdeki nimetleri fark etmiyoruz. Oysa sabah uyanıp nefes almak bile şükür sebebi. Günde birkaç dakika şükür etmek, ruhunu huzurla doldurur.
Unutma kardeşim, din hayatı zorlaştırmak için değil, kolaylaştırmak için var. Önemli olan mükemmel olmak değil; niyet etmek, samimi adımlar atmak ve süreklilik sağlamak. Küçük alışkanlıklar zamanla büyük bereketlere dönüşür.

? Sence günlük hayatta dini yaşarken en çok zorlandığımız nokta ne?
Yorumlarda paylaş ki hep birlikte birbirimize destek olalım. ?

Forum: Makaleler
Cevaplar Cevap Yok
Gönderen: muminadam
Hz. Muhammed (s.a.v), İslam’ın son peygamberi olarak yalnızca dini bir figür değil, aynı zamanda insanlık tarihinin en etkili liderlerinden biri olarak kabul edilir. Onun hayatı, toplumsal adalet, hoşgörü, merhamet ve insan ilişkilerinde eşsiz bir rehberlik sunar. Bugün bile onun yaşamından çıkarılacak dersler, modern dünyadaki zorluklarla başa çıkmak için ilham vericidir.

1. Hayatının Ana Dönemleri ve Toplumsal Reformları

Hz. Muhammed’in hayatı, Mekke’deki ilk yılları ve Medine’deki toplumsal düzenlemeleriyle iki ana döneme ayrılır. Mekke döneminde, hak ve adaletin, dürüstlüğün ve hoşgörünün önemini vurgulamış, bireylerin vicdanlarını ve ahlaki sorumluluklarını ön plana çıkarmıştır. Medine döneminde ise toplumsal bir düzen kurmuş, farklı topluluklar arasında barışı sağlamış ve insanların haklarını korumayı öncelik haline getirmiştir.

Bu reformlar, günümüzde de toplumsal adalet ve eşitlik konularında önemli bir rehber olarak değerlendirilebilir. Onun yaklaşımı, bir toplumun güçlü ve sürdürülebilir olması için etik ve adaletin temel alınması gerektiğini gösterir.

2. Hoşgörü ve Adalet Anlayışı

Hz. Muhammed’in yaşamında en dikkat çekici özelliklerden biri, karşısındaki insanın inancına, düşüncesine ve durumuna gösterdiği hoşgörüdür. Adalet anlayışı ise sadece hukuki bir kavram değil, aynı zamanda toplumsal barış ve bireysel vicdan ile bağlantılı bir prensip olarak öne çıkar. Onun liderliği, güçlü ve korkutucu bir otoriteye dayanmak yerine, sevgi ve merhametle şekillenmiştir.

Günümüz dünyasında bu anlayışı uygulamak, insanlar arası ilişkilerde empatiyi güçlendirebilir ve çatışmaları azaltabilir. İş yaşamından sosyal ilişkilere kadar, adalet ve hoşgörü ilkeleri her ortamda etkili bir rehber olabilir.

3. Liderlik ve İnsan İlişkilerinde İlham

Hz. Muhammed, liderliğin sadece emir vermek değil, örnek olmak olduğunu göstermiştir. İnsanlara güven vermek, onları anlamak ve birlikte çalışmak, onun liderlik anlayışının temel taşlarıdır. Bu yaklaşım, günümüzün karmaşık iş ve sosyal yaşamında hâlâ büyük bir öneme sahiptir.

Onun hayatındaki küçük ama anlamlı davranışlar —yardımseverlik, sözünde durmak, samimiyet— modern liderlerin de öğrenebileceği dersler sunar.

4. Günümüz İçin Çıkarılacak Dersler

Hz. Muhammed’in öğretileri sadece dini bir perspektife değil, evrensel insani değerlere de ışık tutar. Bugün, toplumsal kutuplaşmaların, adaletsizliklerin ve bireysel bencilliğin arttığı bir dünyada, onun merhamet, adalet ve hoşgörü anlayışı yeniden keşfedilmeye değer. Her birey, onun yaşamındaki örnek davranışları kendi hayatına uyarlayarak, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde olumlu etkiler oluşturabilir.


Hz. Muhammed’in hayatı, geçmişten günümüze uzanan bir ilham kaynağıdır. Onun liderliği, adalet anlayışı ve insanlara yaklaşımı, modern dünyadaki zorluklara karşı hâlâ güçlü bir rehber niteliği taşır. İnsanlık, onun öğretilerini anlamak ve uygulamakla, daha adil, hoşgörülü ve merhametli bir toplum oluşturabilir.
Forum: Hz Muhammed
Cevaplar Cevap Yok
Gönderen: muminadam
[Resim: hafizlik-tespit-sinavi-sonuclari-aciklandi-2025.jpg]iyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur'an kurslarında ve dışarıdan kendi imkan


[Resim: sonuclaricintiklayiniz.jpg]

iyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kur'an kurslarında ve dışarıdan kendi imkanlarıyla hafızlıklarını tamamlayan öğrenci ve vatandaşlara yönelik 1 Eylül - 7 Eylül 2025 tarihleri arasında 6 sınav merkezinde gerçekleştirilen 2025 Yılı III. Dönem Hafızlık Tespit Sınavı sonuçları açıklandı.
Forum: Gündem
Cevaplar Cevap Yok
Gönderen: boykotmerkezi
Sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır…

Her gün masum çocuklar, kadınlar, yaşlılar katlediliyor. Biz burada hayatımıza devam ederken, onların çığlıkları gökyüzüne yükseliyor.

Peki biz ne yapabiliriz?

En güçlü silahımız, boykot.

? BoykotMerkezi.com

Burada hangi markaların İsrail’e destek verdiğini öğrenebilir, alternatif ürünleri keşfedebilir ve en önemlisi vicdanınla hareket edebilirsin.

Unutma, bizim küçük tercihlerimiz onların büyük zulmünü zayıflatır.

Birlik olursak, sesimiz dünyayı sarsar.
Cevaplar Cevap Yok
Gönderen: hafizyazar
Namaz, İslam’ın en önemli ibadetlerinden biridir ve dinimizin direği olarak ifade edilmiştir. Ancak ne yazık ki, birçok Müslüman namaz kılarken farkında olmadan bazı hatalara düşebiliyor. Bu hatalar, namazın huşûsunu bozduğu gibi, kimi zaman namazın geçersiz olmasına da yol açabiliyor. Bu yazıda, namazda en çok karşılaşılan hataları ve bu hataların nasıl düzeltilebileceğini detaylı şekilde ele alacağız.

1. Abdestle İlgili Hatalar
Namazın şartı, abdestsiz olmaz. Ancak abdest alırken yapılan eksiklikler, namazın sıhhatini doğrudan etkiler.
  • Eksik yıkama: Dirseklere kadar kolu yıkamamak, ayağın topuk kısmını kuru bırakmak.
  • Sakalı mesh etmemek: Sık sakallarda sadece üstünü yıkamak yeterli, fakat seyrek sakalda deriye kadar ulaştırmak gerekir.
  • Sıra gözetmemek: Abdest organlarını yanlış sırayla yıkamak abdesti bozar.
    Doğrusu: Abdestin farzlarına dikkat etmek, acele etmeden, her uzvu iyice yıkamaktır.

2. Namaza Girişte Yapılan Hatalar
  • Niyetin unutulması: Niyet kalpten yapılır, fakat bazıları niyet etmeyi unutup direk tekbire geçiyor.
  • İftitah tekbirinde el hareketleri: Eller usulüne uygun kaldırılmazsa sünnet eksik yapılmış olur.
    Doğrusu: “Niyet ettim Allah rızası için … namazını kılmaya” diyerek kalben niyet edip, elleri omuz hizasında kaldırarak “Allahu Ekber” demektir.

3. Kıraat Hataları
  • Fatiha’yı yanlış okumak: Harflerin çıkışını yanlış yapmak, kelimeleri düşürmek.
  • Zamm-ı sureyi unutmak: Fatiha’dan sonra kısa bir sure okumamak.
  • Hızlı okuma: Kur’an’ı anlamadan, çok hızlı şekilde okumak.
    Doğrusu: Fatiha’yı ve sureleri tecvide uygun okumak, en azından namaz için ezberlenen kısa sureleri düzgün telaffuz etmektir.

4. Rükû ve Secdede Hatalar
  • Rükûya tam eğilmemek: Bazıları sadece hafifçe eğilerek rükû yaptığını sanıyor.
  • Secdede alın yerine saç veya örtü değmesi: Alın ve burun mutlaka yere temas etmeli.
  • Çok hızlı secde: Başını koyup kaldırmak secde değildir, secde belli bir süre yapılmalıdır.
    Doğrusu: Rükûda sırt düz olmalı, secde en az üç “Sübhaneke” süresi devam etmelidir.

5. Huşû Eksikliği
  • Aceleci davranmak: Namazı hızla bitirmek, sanki görevden kurtulmak ister gibi kılmak.
  • Etrafa bakmak: Namazda sağa sola bakmak huşûyu bozar.
  • Kalbin meşgul olması: Namazda dünya işlerini düşünmek.
    Doğrusu: Namazda Allah’ın huzurunda olunduğunu bilmek, dikkatle kıbleye yönelmek ve kalbi huzurla doldurmaktır.

6. Son Oturuş (Tahiyyat) Hataları
  • Ettehiyyatü’yü eksik veya yanlış okumak.
  • Duaları atlamak: Salli-Barik ve Rabbena dualarını okumadan selam vermek.
    Doğrusu: Tahiyyatta sabırlı oturup gerekli duaları okumaktır.

7. Selamda Yapılan Hatalar
  • Tek tarafa selam vermek: Namazı bitirmek için sağa ve sola selam verilmesi gerekir.
  • Selamı hızlı söylemek: Kelimeleri yutarak söylemek.
    Doğrusu: “Esselamu aleykum ve rahmetullah” sözlerini net bir şekilde sağa ve sola söylemektir.

8. Genel Hatalar
  • Namazı vakti dışında kılmak: Namaz vakti girmeden veya çıktıktan sonra kılmak.
  • Kıyafette necaset (pislik) bulunması.
  • Kıbleye yönelmemek.


Namaz, müminin Rabbine en yakın olduğu andır. Onu hakkıyla eda etmek, hem dünyevi huzur hem de ahirette kurtuluş için çok önemlidir. Bu nedenle namazı gelişi güzel kılmak yerine, Peygamber Efendimiz ﷺ nasıl kıldıysa o şekilde kılmaya özen göstermek gerekir.
? Unutmayalım: Namaz, sadece beden hareketlerinden ibaret değildir; kalbin, zihnin ve ruhun Allah’a yönelişidir.
Forum: Namaz
Cevaplar Cevap Yok
Gönderen: hafizyazar
Hac, İslam’ın beş temel esasından biridir ve Kur’an-ı Kerim’de açıkça emredilen ibadetler arasında yer alır. Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Alıntı: “Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın.” (Bakara, 196)
“Yoluna gücü yetenlerin, Beytullah’ı haccetmesi Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.” (Âl-i İmrân, 97)
Bu ayetler, hac ibadetinin yalnızca bir gelenek ya da seyahat değil; doğrudan Allah’ın emri olduğunu göstermektedir. Müslüman için hac, hayat boyu bir kez yerine getirilmesi gereken kutsal bir vazifedir.

Haccın Tarihsel Kökeni
Hac ibadetinin kökeni Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail’e (a.s.) kadar uzanır. Kur’an-ı Kerim’de, Kâbe’nin inşasıyla ilgili şöyle buyrulur:
Alıntı: “Hani İbrahim ve İsmail, Kâbe’nin temellerini yükseltiyorlardı: ‘Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur. Şüphesiz sen işiten ve bilensin.’” (Bakara, 127)
Yine İbrahim (a.s.)’a hac ibadetini insanlara duyurması emredilmiştir:
Alıntı: “İnsanlar arasında haccı ilan et ki gerek yaya olarak gerekse uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.” (Hac, 27)
Dolayısıyla hac, sadece Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde farz kılınmış bir ibadet değil, kökleri Hz. İbrahim’in teslimiyetine dayanan kadim bir ibadettir.

Haccın Amacı ve Hikmeti
Hac, Müslümanın hayatında derin izler bırakan, ruhunu arındıran ve insanı Allah’a daha yakın kılan bir yolculuktur. Haccın hikmetlerini şu başlıklar altında toplamak mümkündür:
  1. Tevhid ve Teslimiyet
    Hac, kulun Allah’a mutlak teslimiyetini sembolize eder. İhram elbisesi, dünyevi statü ve farklılıkların tamamını ortadan kaldırır. Herkes Allah’ın huzurunda eşittir.
  2. Kardeşlik ve Birlik
    Hacca dünyanın dört bir yanından milyonlarca Müslüman gelir. Renk, dil, ırk ayrımı gözetilmeden tek bir amaç uğruna toplanılır. Bu durum İslam’ın evrensel kardeşlik anlayışını ortaya koyar.
  3. Nefis Terbiyesi
    Hac, sabrı, paylaşmayı, fedakârlığı ve nefsi kontrol etmeyi öğretir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuştur:
    Alıntı: “Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan uzak durur, günah işlemezse, annesinden doğduğu günkü gibi günahsız döner.” (Buhârî, Hac 4; Müslim, Hac 438)

Hac İbadetinin Temel Rükünleri
Hac, belirli vakitte ve mekânda yapılan bir ibadettir. En önemli rükünleri şunlardır:
  • İhram: Dünyalık farklılıkların terk edilip Allah’a yönelişi simgeler.
  • Tavaf: Kâbe’nin etrafında dönmek, Müslüman’ın Allah merkezli hayat anlayışını temsil eder.
  • Sa’y: Hz. Hacer’in Safa ve Merve arasında su arayışını hatırlatır, sabır ve gayreti simgeler.
  • Arafat Vakfesi: Haccın zirvesi kabul edilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Hac, Arafat’tır.” (Tirmizî, Hac 89) buyurmuştur.
  • Mina’da Şeytan Taşlama: Nefse, şeytana ve günaha karşı duruşu temsil eder.

Hac, sadece bedensel bir yolculuk değil; iman, sabır, teslimiyet ve kardeşlik duygularını güçlendiren bir ibadettir. Müslüman için hac, hayat boyu unutulmaz bir tecrübedir ve hacdan dönen kişi, adeta günahlarından arınmış, yeni bir hayata başlamış gibi olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Alıntı: “Makbul haccın karşılığı ancak cennettir.” (Buhârî, Umre 1; Müslim, Hac 437)
Dolayısıyla hac, Müslüman’ın Allah’a olan bağlılığının zirvesi, kardeşlik ve birlik ruhunun en güçlü şekilde yaşandığı bir ibadettir.
Forum: Hac
Cevaplar Cevap Yok
Gönderen: Osmangenc
Günümüzde bilgiye ulaşmak kolay gibi görünse de, çoğu zaman yüzeysel veya karmaşık açıklamalarla karşılaşıyoruz. Bir konuyu araştırmaya başladığınızda onlarca farklı siteye rastlıyorsunuz ama çoğu ya teknik detaylarla dolu ya da konudan uzak, dağınık bilgiler içeriyor. İşte biz, bu bilgi karmaşasını ortadan kaldırmak için buradayız. Amacımız, aradığınız kavramı en kısa sürede anlamanızı sağlamak.

Teknoloji ve yaşama dair bilgi içerikleri var;
Alemlere Rahmet Olarak Gelen Kutlu Doğumun Hikayesi - Mevlid Gecesi Neler Yaşandı?
Sessiz Bilgelik ve İçsel Arınmanın Anlamını Keşfedin - Tasavvuf Nedir?
Gecenin Kalbinde Allah’a Yolculuk - Teheccüd Namazı Nedir?
Gönderen: muminadam
İyilik, insanın doğasında var olan en değerli duygulardan biridir. Tarihin her döneminde farklı dinler, kültürler ve medeniyetler, iyiliği hayatın merkezine koymuştur. İslam ise iyiliği sadece bireysel bir erdem olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olarak da görür. Kur’an-ı Kerim’de defalarca iyilikten bahsedilir ve müminlere iyilikte yarışmaları emredilir. Bu da bize gösteriyor ki iyilik yapmak, sadece gönül rahatlatmak değil, Allah katında da değerli bir ibadettir.
İyiliğin Kalpteki Yeri
İnsanın iç dünyasında iyilik yapma isteği, yaratılışın bir parçasıdır. Birine yardım ettiğimizde içimizde tarif edilemez bir huzur oluşur. Bu huzur, aslında insanın fıtratına uygun hareket etmesinden kaynaklanır. Çünkü kalp, kötülükten sıkılır; iyilikten ise genişler. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “İyilik güzel ahlaktır, günah ise kalbine sıkıntı veren şeydir” buyurmuştur. Bu hadis, iyilik ile kötülüğün aslında insan vicdanında nasıl yankı bulduğunu açıkça göstermektedir.
[Resim: rosary-460415_1280.jpg]
Kur’an’da İyilik Vurgusu
Kur’an’da iyilik kavramı çok geniş bir şekilde ele alınır. Sadece mal vermek ya da ihtiyaç gidermek değil; güzel söz söylemek, selam vermek, başkasına tebessüm etmek bile bir iyiliktir. “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olanla sav” (Fussilet, 34) ayeti, bize iyiliğin sadece aktif bir davranış olmadığını, aynı zamanda kötülüğe verilecek en güçlü cevap olduğunu öğretir. Yani bir insan sana kötülük etse bile, sen onu iyilikle karşılıyorsan aslında hem kendi nefsini terbiye etmiş oluyorsun hem de karşı tarafın kalbini yumuşatma ihtimalini artırıyorsun.
Toplumsal Boyutu
İyiliğin en önemli yönlerinden biri de toplumsal hayatı düzenleyici etkisidir. İnsanlar birbirine yardım etmese, bencilce yaşasa, toplumda güven ve huzur kalmazdı. Zengin fakiri görmezden gelse, güçlü zayıfa el uzatmasa, toplumun yapısı bozulur. İslam bu noktada iyiliği bir ahlak kuralı olmaktan çıkarıp sosyal bir düzen haline getirmiştir. Zekat, sadaka, infak gibi ibadetler aslında iyilik yapmayı kurumsallaştıran sistemlerdir. Böylece iyilik, bireysel tercih değil, toplumsal bir sorumluluk haline gelir.
İyiliğin Karşılıksızlığı
Gerçek iyilik, karşılık beklemeden yapılandır. İslam’da “sağ elin verdiğini sol el bilmesin” anlayışı bu gerçeği ifade eder. Yani yapılan iyilik gizli olmalı, gösterişten uzak tutulmalıdır. Çünkü gösteriş için yapılan yardım, Allah katında değerini kaybeder. Aynı zamanda karşılık beklenen iyilik de tam anlamıyla iyilik değildir. Birine yardım ederken “yarın bana da faydası olur” düşüncesi varsa, bu işin samimiyetine gölge düşer. Oysa gerçek iyilik, sadece Allah rızası için yapılandır.
İyiliğin Bireye Dönüşü
İyilik yapan insan aslında ilk olarak kendisine iyilik yapar. Çünkü yardım ettiği kişi mutlu olduğunda, onun kalbinde oluşan huzur iyilik yapan insana da yansır. Bu yüzden iyilik hem ruhsal hem de bedensel anlamda insana sağlık kazandırır. Modern psikolojide de yapılan çalışmalar, iyilik yapan insanların daha az stres yaşadığını, daha mutlu ve huzurlu olduğunu göstermektedir. Bu durum aslında İslam’ın asırlardır vurguladığı bir hakikatin bilimsel ispatıdır.
İyiliğin Küçüğü Büyüğü Olmaz
Çoğu insan iyilik deyince büyük şeyler düşünür: yoksulları doyurmak, büyük bağışlar yapmak, köprüler inşa etmek gibi… Oysa İslam’da küçük iyiliklerin de büyük karşılığı vardır. Birine tebessüm etmek, selam vermek, yolunu kolaylaştırmak da birer iyiliktir. Peygamber Efendimiz, “Müminin kardeşine tebessümü sadakadır” buyurarak bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur. Demek ki her insan, imkânı ölçüsünde iyilik yapabilir. Hiç kimse “Benim imkânım yok, iyilik yapamıyorum” bahanesine sığınamaz.
İyiliğin Yayılma Etkisi
İyiliğin bir güzelliği de bulaşıcı olmasıdır. Bir insan iyilik yaptığında, karşı taraf da iyiliğe yönelir. Bu bir zincirleme etki oluşturur. Kötülükler nasıl yayılabiliyorsa, iyilikler de yayılabilir. Hatta iyiliğin bulaşıcılığı daha güçlüdür, çünkü kalpler iyiliğe açtır. Bu yüzden toplumda bir kişi bile iyilikle öne çıksa, çevresindekilere de örnek olur ve iyilik çoğalır.


İyilik yapmak, insanın hem Rabbine olan kulluğunu güçlendirir hem de toplumsal bağları kuvvetlendirir. İslam, iyiliği sadece bir tavsiye değil, hayatın merkezinde bir vazife olarak görmüştür. İyilik yapan insan aslında dünyasını da ahiretini de imar eder. Çünkü iyilik, Allah’ın rızasını kazandıran, insanların sevgisini çoğaltan, toplumda güveni artıran bir köprüdür.
Her insanın yapabileceği iyilik vardır. Büyük ya da küçük fark etmez. Önemli olan samimiyet ve karşılık beklememektir. Unutulmamalıdır ki, Allah katında en değerli amel, belki de bizim küçücük gördüğümüz bir iyilik olabilir.
Forum: Makaleler
Cevaplar Cevap Yok
Gönderen: ateistbiri
Arkadaşlar selam,
Ben inançlı biri değilim ama çevremde dini gerekçelerle zekat veren çok insan var. Merak ettiğim şu: Zekat denilen şey gerçekten ihtiyaç sahiplerine mi ulaşıyor, yoksa daha çok gösteriş ya da görevden kurtulma amacıyla mı veriliyor?
Mesela birine yardım etmek için illa dinî bir yükümlülük mü olması lazım? İnsan sadece vicdanıyla da bunu yapamaz mı? Ayrıca bazı kurumlar üzerinden verilen zekâtın gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşıp ulaşmadığı da kafamı kurcalıyor. Her türlü fikir alışverişi yapabiliriz.
Forum: Zekat
Gönderen: ateistbiri
Selam millet,
Ben ateistim ve çoğu zaman “inanmazsan hayatın boş olmaz mı?” diye soruluyor. Aksine, ben hayatı daha anlamlı buluyorum. Çünkü bir gün bitecek olduğumu bilmek, sevdiklerime daha çok değer vermemi sağlıyor. Her şeyin bu hayatta olduğunu bilmek beni hayata daha sıkı bağlıyor.
Siz ne düşünüyorsunuz, inançsızlık sizce hayatı boş mu kılar yoksa daha mı değerli hale getirir?
Cevaplar Cevap Yok

Hoşgeldin Ziyaretçi

Mesaj atabilmek için forumumuza kayıt olmalısınız.

Forumlarda Ara

Forum İstatistikleri

Üye Sayısı: 20
En Son Üyemiz: boykotmerkezi
Konu Sayısı: 23
Mesaj Sayısı: 31

Çevrimiçi Kullanıcılar

Şu anda 22 çevrimiçi kullanıcı var.
0 üye | 22 Misafir

En Son Konular

Günlük Hayatta Din: Küçük...

Son Mesaj: hafizyazar 09-16-2025, 08:59 PM

Hz. Muhammed: Geçmişten G...

Son Mesaj: muminadam 09-13-2025, 07:36 PM

Yerli Vikipedi Adayı

Son Mesaj: Osmangenc 09-12-2025, 04:18 PM

Hafızlık Tespit Sınavı so...

Son Mesaj: muminadam 09-10-2025, 09:13 PM

Boykot Merkezi | Zulme Or...

Son Mesaj: boykotmerkezi 09-10-2025, 09:09 PM

Namazda Sık Yapılan Hatal...

Son Mesaj: hafizyazar 09-10-2025, 08:47 PM

Hac: Manevi Yolculuğun Zi...

Son Mesaj: hafizyazar 09-10-2025, 01:52 PM

İyilik Yapmanın Manevi ve...

Son Mesaj: muminadam 09-07-2025, 02:37 PM

Zekatlar gerçekten ihtiya...

Son Mesaj: muminadam 09-07-2025, 02:31 PM

Benim için Tanrısız hayat...

Son Mesaj: ateistbiri 09-07-2025, 02:13 PM
Bilgi

CTRL + SHIFT + R ile önbelleği temizleyerek sayfayı yenileyebilirsiniz.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Dini Forum | Türkiye'nin Dini Dayanışma Ve Yardımlaşma Platformu sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.

Sponsor
Sponsor
Sponsor
© 2020 Dini Forum | Türkiye'nin Dini Dayanışma Ve Yardımlaşma Platformu. Tüm hakları saklıdır.