Allah Akraba Hakkını Gözeten Kullarını Nasıl Medheder?
Allah Teâlâ, sıla-i rahimde bulunan kullarını şöyle medhetmektedir:
“Onlar ki, Allâh’ın riâyet edilmesini emrettiği şeye riâyet ederler (sıla-i rahimde bulunurlar), Rablerinden korkarlar ve (bilhassa) hesâbın kötü olmasından endişe ederler.” (er-Raʻd, 21)
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- iyilikte bulunmada gözetilmesi gereken sırayı şöyle beyân etmiştir:
“Harcamaya kendinden başla! Artanı çoluk-çocuğuna sarf et. Âilenden bir şey artarsa, bunu da yakınlarına harca. Bunlardan arta kalanı da sağındaki solundaki komşulara ver!” (Bkz. Nesâî, Zekât 60, Büyûʻ 84; Müslim, Zekât 41)
Akrabaya yapılan infak için, hem sadaka hem de akrabayı koruyup gözetme sevâbı vardır. (Tirmizî, Zekât, 26)
Sıla-i rahimin birtakım zorlukları da olabilir. Lâkin ona vaad edilen mükâfatlar, daha fazla ve daha büyüktür. Fahr-i Kâinât Efendimiz, bu mükâfatların ikisini şöyle haber vermiştir:
“Rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isteyen kimse, akrabasını kollayıp gözetsin!” (Buhârî, Edeb 12, Büyûʻ 13; Müslim, Birr 20, 21)
Bunun aksine, akrabalarıyla bağını keserek onlarla ilgilenmeyen kişiler de şöyle îkaz ve tehdit edilmişlerdir:
“Onlar, Allâh’a söz verdikten sonra verdikleri sözü bozarlar, Allâh’ın gözetilmesini emrettiği kimselerle alâkayı keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte onlar, lânete uğramışlardır; cehennem de onlar içindir.” (er-Raʻd, 25)
Yine bu mevzûda Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“Âhirette cezasını ayrıca vermekle beraber, dünyada Allah Teâlâ’nın çabucak cezalandırmasını en fazla hak eden günahlar, zulüm ve akrabayı ihmâl etmektir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 43; Tirmizî, Kıyâme, 57; İbn-i Mâce, Zühd, 23)
“Akrabasıyla ilgisini kesen kimse cennete giremez.” (Buhârî, Edeb, 11; Müslim, Birr, 18, 19)
Bu âyet ve hadisler, sıla-i rahimin ehemmiyetini açıkça ortaya koymaktadır.